Ducati Panigale V4S 2025 – Yol ve Pist Testi

Panigale V4S'i kapsamlı bir testte hem normal yollarda hem de Slovakia Ring'de sürdüm - bu motosikletin gerçekten neler yapabildiğini, sınırlarını ve radikal yapısına rağmen günlük yaşamda nasıl etkileyici olabileceğini gösteriyorum.

İlk binişte hemen anlaşılıyor ki: Ducati Panigale V4S, tamamen sportif bir tasarıma sahip bir motosiklet. Yeniden şekillendirilmiş depo, dizlerinizle daha iyi tutuş sağlarken, ince yapısı vücudun motosikletle uyum sağlamasını kolaylaştırıyor. Sportif sürüş pozisyonuna rağmen, diz açısı şaşırtıcı derecede günlük kullanıma uygun ve uzun boylu sürücüler bile yeterli alan bulabiliyor. Sadece bileklerdeki ağırlık ve şehir içi trafikte debriyaj kullanımı, yarış odaklı bir motosiklette olduğunuzu hatırlatıyor.

Motor beklenenden daha rafine. 216 beygir gücü ve 120 Nm tork ile düşük devirlerde gücün kontrolü inanılmaz derecede iyi. Yavaş hızlarda bile V4 sakin kalıyor ve tekleme eğilimi göstermiyor. Ancak motor esas gücünü 6.000 ila 7.000 devir/dakika arasında gösteriyor. Bu aralıktan itibaren Ducati güçlü bir şekilde itmeye başlıyor ve 9.000 devir/dakikadan sonra gerçek gücünü ortaya koyuyor. Ancak bu aralık, yolda genellikle erişilemez kalıyor. Neden mi? İlk vites aşırı uzun oranlanmış ve zaten 160 km/sa hıza kadar çıkabiliyor, ki bu pistte ilk vitesi kullanmak için mantıklı olsa da, yolda dar virajlarda pratik olmuyor. Burada daha kısa bir genel dişli oranı ile karşılık vermek gerekiyor.

Elektronik ayarlı Öhlins süspansiyon, günlük kullanımda gerçek bir artı olarak öne çıkıyor. Konfor odaklı ayarları, bozuk yol bölümlerini bile rahatça emiyor. Motosiklet daima stabil kalıyor, ancak asla fazla yumuşak hissettirmiyor. Modu sportif ayara getirdiğinizde, hemen daha keskin bir tepki verdiğini fark edeceksiniz, bu da dinamik kırsal yol gezileri için ideal. Genel olarak, güncellenmiş elektronik süspansiyon kontrol sistemi, sürüş durumuna göre amortisör ayarlarını otomatik olarak yaparak rahatına düşkün sürücünün ayar yapma zahmetini ortadan kaldırıyor.

Ducati, elektronik konusunda oldukça yenilikçi davranmış. Büyük 6,9 inç TFT ekran, çekiş kontrolünden kayma kontrolüne ve wheelie kontrolüne kadar tüm aktif sistemleri net bir şekilde gösteriyor. Ancak, yeni eCBS sistemi, yani akıllı kombine fren sistemi, frenleme esnasında otomatik olarak arka freni devreye sokmasıyla dikkat çekiyor - sürücü freni bırakmış olsa bile. Bu, özellikle viraj girişlerinde ek bir stabilite sağlıyor ve sürücünün virajda daha dar bir çizgi seçmesine olanak tanıyor.

Sonuç olarak, Panigale V4S kırsal yollarda şaşırtıcı derecede kontrol edilebilir bir motosiklet olarak kendini gösteriyor ve büyük bir potansiyele sahip. Yüksek devirlerdeki güç patlamasına rağmen, Ducati günlük kullanımda iyi bir şekilde kontrol edilebiliyor. Ancak, bu motosikletin talepkâr olduğu açık, ve bu talep sadece sınırlı ölçüde halka açık yollarda karşılanabilir.

Slovakia Ring'de Panigale V4S gerçek amacını ortaya koyuyor. Hızlı tepeler, uzun düz yollar ve keskin virajlarla dolu bu zorlu pistte, V4 motoru en üst düzey performansını sergiliyor. Motor, 8.000 devir/dakikadan itibaren 15.000 devir/dakikada sınırlayıcıya kadar sürekli olarak 200 beygir gücünün üzerinde güç sağlıyor. Döndürme isteği ve şaşırtıcı derecede pürüzsüz çalışması, her viteste tam güçle kullanım imkanı tanıyor - sinir bozucu tepkiler veya düzensiz gaz tepkisi olmadan. Bu sayede, 216 beygir gücü çok iyi bir şekilde kontrol edilebiliyor.

Geriye doğru çalışan krank milinin etkisi özellikle hissediliyor. Bu, güçlü hızlanmalarda ön tekerleği yerde tutmaya aktif olarak yardımcı oluyor - gerçek bir güvenlik ve performans artısı. Bu özellik, özellikle aerodinamiğin düşük hava akışı nedeniyle henüz tam olarak devreye giremediği alt viteslerde yardımcı oluyor. Hız 200 km/sa üzerine çıktığında, örneğin Slovakia Ring'in tepelerinde, ön taraf aerodinamik ve motor dengesi sayesinde sakin ve stabil kalıyor ve bu sayede gücün çoğu ileri harekete dönüştürülebiliyor. Fazla olan güç ise elektronik sistemler tarafından güvenilir bir şekilde yumuşatılıyor. Elektronik sistemler gerçekten neler yapabileceklerini gösteriyor. Sürüş destek sistemleri hassas bir şekilde ama müdahaleci olmadan devreye giriyor. Özellikle eCBS, sıkı frenleme gerektiren keskin viraj öncesinde, ek arka fren sayesinde motosikletin sakin ve stabil kalmasını sağlıyor. Ayrıca, viraja girişte kalan fren momenti, kontrolü daha da iyileştiriyor. Bu, hem pistte hem de yolda büyük bir avantaj.

Yeni şasi yapısı, değişen sertlikler ve daha hafif çift kollu salıncak da pistte etkisini gösteriyor. Motosiklet, yol dalgalanmalarında bile stabil kalıyor, eğim altındaki darbeleri daha iyi emiyor ve özellikle büyük boyutlu yarış lastikleriyle arka tekerde iyi bir tutuş sağlıyor. Yeni salıncak iyi çalışsa da, Ducati'nin on yıllardır görünümünü şekillendiren tarihi tek kollu salıncağın yokluğunu muhtemelen birçok kişi özleyecektir. Ama her şeyin bir sonu vardır, yoksa 10 yıl önce Ducati'nin süperspor motosikletlerde V2 motoru kullanmayı bırakacağını hayal edebilir miydiniz?

Yarı aktif süspansiyon, Track 1 ve Track 2 modları aracılığıyla ideal şekilde ayarlanabilir. Track 1, keskin performansa odaklanırken, Track 2 biraz daha konforlu ama aynı derecede sportif bir ayar sunar - daha fazla düzensizlik içeren pistler için ideal. Pirelli'nin büyük boyutlu lastiklerine geçiş, virajlarda daha fazla keyif sağlar ve geometrinin manuel olarak ayarlanmasına gerek kalmadan dar dönüşleri destekler.

Tüm bileşenlerin uyum içinde çalışmasıyla, Panigale V4S'in pistte keskin ama kontrol edilebilir bir araç olduğu açıkça ortaya çıkıyor - hassas, talepkâr ve son derece yüksek performanslı.